Destek eğitim programını kim yapar ?

Ozer

Global Mod
Global Mod
Destek Eğitim Programını Kim Yapar? Bir Hikâye Üzerinden Düşünceler

Bir öğretmenin ve bir öğrencinin hikayesi üzerinden, destek eğitim programlarının kimler tarafından yapıldığını keşfetmeye ne dersiniz?

Bir sabah, okuldaki koridorlarda yine telaşlı bir gün başlamıştı. Öğrenciler derse girmeye, öğretmenler ise her zamanki gibi sınıflarına yöneliyordu. Ama bu sabah biraz farklıydı. Sınıf öğretmeni Asuman, elinde birkaç kağıtla müdürün odasına doğru yürürken bir an duraksadı. İçindeki endişe, her geçen dakika biraz daha artıyordu. Öğrencisinin, Cem'in, öğrenme güçlüğü yaşadığını öğrendiği günden beri aklında sürekli bir soru vardı: Destek eğitim programını kim yapar?

Asuman’ın Büyüyen Endişesi

Asuman, yıllardır öğretmenlik yapıyordu ama her yıl karşılaştığı zorluklar farklı oluyordu. Bu yıl Cem’in durumu onu biraz daha tedirgin etmişti. Cem, sınıfın içinde sessizdi. Diğer öğrencilerle arası iyi olsa da, derslerde genellikle geri kalıyor, bazen de elini kaldırmaya cesaret edemiyordu. Asuman, bu durumu daha fazla görmezden gelememişti ve sonunda bir destek eğitim programına ihtiyaç olduğunu fark etti. Ama bir sorusu vardı: Kim bu programı yapacak?

Birçok kez duyduğu bir kelime vardı; “uzman”. Herkes uzmanlardan bahsediyordu ama gerçekte kimlerin bu eğitimi vereceğini hiç kimse net olarak söylememişti. Bir tarafta çözüme odaklanan, stratejik bir yaklaşım benimseyen Ahmet vardı. Ahmet, eğitimde her şeyin bir plan dahilinde yapılması gerektiğine inanan biriydi. Her sorunun bir çözümü olduğuna inanır, adım adım bu çözüme ulaşmanın yollarını arardı.

Ama diğer tarafta, Asuman’ın daha yakın olduğu, empatik ve ilişkisel bir yaklaşımı benimseyen Selin vardı. Selin, her öğrencinin öğrenme tarzının farklı olduğuna inanıyor, herkesin bir şekilde başarıya ulaşabileceğini düşünüyordu. Selin’in yaklaşımı, öğrencilerin hislerini anlamak ve onlara rehberlik etmek üzerineydi.

Asuman, bu ikisinin tavırları arasında kaldı. Kimi zaman Cem’e stratejik bir yaklaşım uygulanması gerektiğini düşündü, kimi zaman da duygusal bir bağ kurarak daha farklı bir yol izlenmesi gerektiğini hissetti. Ama nihayetinde, sorusunun cevabını bulması gerekiyordu: Destek eğitim programını kim yapmalı?

Strateji ve Empati Arasında Bir Seçim

Bir hafta sonra, Asuman okulun rehberlik servisiyle görüşmeye karar verdi. Müdürün odasında, Selin ve Ahmet de vardı. Müdür, ikisinin de önemli katkılar sağlayabileceğini söyledi. “Asuman, Cem’in ihtiyaçları çok farklı. Hem stratejik bir yaklaşım, hem de empatik bir bakış açısı gerekecek. Ancak unutmayın, bu süreci yalnızca biz öğretmenler yapamayız. Gerekli destekleri sağlayacak olan herkesin katkısı önemli.”

Ahmet, ilk adımda Cem’in kişisel gelişimi için bireysel bir plan hazırlanması gerektiğini önerdi. “Cem’in güçlü olduğu alanları ve zayıf olduğu alanları belirleyip, ona uygun bir yol haritası çıkaralım. Ama bu planı uygularken sürekli izlemeli ve gerektiğinde değiştirmeliyiz. Bu, yalnızca eğitimci olarak bizlerin değil, okul psikoloğunun da görevidir.”

Selin ise biraz daha farklı düşündü. “Benim önerim ise, Cem’i yalnız bırakmamamız. Onunla yakın ilişkiler kurmalıyız. Duygusal olarak destek olmalı, güven duygusunu pekiştirmeliyiz. Her öğrenci, kişisel gelişiminde yalnızca akademik değil, duygusal yönden de büyümeye ihtiyaç duyar. Cem de bunun farkına varmalı.”

Asuman, her iki yaklaşımın da birbirini tamamladığını fark etti. Her ne kadar çözüm odaklı olmak gerekse de, duygusal bir bağ kurmak, öğrencinin başarıya ulaşmasında önemli bir yer tutuyordu. Belki de destek eğitim programlarını sadece uzmanlar değil, öğretmenler ve tüm okul topluluğu birlikte yürütmeliydi.

Birleşen Güçler: Cem’in Gelişimi

Destek eğitim programı sonunda başlatıldı. Cem, Asuman ve diğer öğretmenlerle birlikte, bireysel ders planlarına uygun olarak çalışmaya başladı. Ahmet’in stratejik planı sayesinde, Cem’in eksik olduğu alanlar tespit edilerek çalışılmaya başlandı. Ayrıca Selin, Cem ile birebir görüşmeler yaparak onun güvenini kazandı, hislerini ve düşüncelerini dile getirmesine yardımcı oldu. İki farklı yaklaşımın birleşimi, Cem’in gelişiminde önemli rol oynadı.

Aylar geçtikçe, Cem, sadece derslerinde değil, özgüveninde de büyük bir değişim gördü. Artık sınıfta daha rahat el kaldırabiliyor, diğer öğrencilerle daha güçlü bağlar kurabiliyordu. Asuman, onun bu değişimini izlerken fark etti ki, aslında eğitimin özü, strateji ile empatiyi bir arada kullanabilmekteydi.

Destek Eğitim Programının Geleceği

Bu süreç, Asuman’a bir ders verdi: Destek eğitim programları, sadece belirli bir grubun işi değildir. Bir öğretmen, bir rehber, bir psikolog ve tüm okulun işbirliğiyle verimli hale gelir. Ahmet’in stratejik yaklaşımı ve Selin’in empatik bakış açısı birleştiğinde, sonuç her zaman daha güçlü olur.

Sizce destek eğitim programlarının geleceği nasıl şekillenecek? Sadece eğitimciler mi bu programları yapmalı, yoksa tüm topluluk olarak bir araya mı gelmeliyiz? Stratejik ve empatik yaklaşımlar birleştirildiğinde, hangi değişimler gerçekleşebilir? Bu hikaye üzerinden sizin görüşlerinizi duymak isterim!