SEKA kâğıt Fabrikasını kim kapattı ?

Ozer

Global Mod
Global Mod
**SEKA: Bir Efsanenin Sonu, Bir Şehrin Yıkılışı**

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlere, Türkiye’nin tarihinde derin izler bırakmış bir yerden, SEKA Kağıt Fabrikası’ndan bahsetmek istiyorum. Bu fabrika, sadece kâğıt üretimiyle değil, aynı zamanda bir dönemin simgesi haline gelmiş, bir şehrin sosyal ve ekonomik yaşamının merkezi olmuştur. SEKA, sadece bir fabrika değil, aynı zamanda halkının hayalleri, emekleri ve umutlarıyla şekillenen bir yaşam alanıydı. Ancak, zamanla bu efsane kapandı ve ardında büyük bir boşluk bıraktı. Peki, SEKA’yı kim kapattı? Kapanma süreci nasıl yaşandı? Hadi gelin, birlikte bu hikâyeye derinlemesine dalalım.

Bu yazıda, fabrika kapanmadan önceki günleri hatırlayanların sesini, duygularını ve iç dünyalarını bir araya getireceğiz. Bunu yaparken, erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik bakış açılarını, kadınların ise empatik ve toplumsal ilişkilerle ilgili yaklaşımlarını da dahil edeceğiz. O zaman, gelin bu hikâyeye ve hatıralara birlikte yolculuk yapalım.

**Bir Şehir ve Bir Fabrika: Başlangıç**

Bursa’nın bir köyünde doğan Serdar, hayatı boyunca SEKA’daki işini en büyük gururu olarak görmüştü. Kocaman bir fabrikanın kapılarını her sabah özenle açıp, temiz, düzenli ve disiplinli bir iş ortamına girmek ona huzur veriyordu. SEKA, onun için sadece bir iş yeri değil, bir aileydi. Fabrika, Bursa'nın kalbi gibiydi, tüm şehri ayakta tutan bir güçtü. Geceleri ışıkları yanar, gündüzleri makineler döner, insanların hayatı bu fabrikanın ritmiyle şekillenir, tüm kasaba bu fabrikanın etrafında dönerdi.

Serdar’ın gözleri, her sabah o fabrikaya doğru yürürken parlıyordu. Kadınlar fabrikada çalışıyor, erkekler ise sanayi sektöründe yer alıyordu. O sabah da, işinin başına geçmek için yol alırken, fabrikadaki en büyük sorunun ne olduğunu düşündü: Her şeyin değişmesi.

**Kapanmaya Giden Yol: Politikalar ve Stratejiler**

Zamanla, bu büyük fabrika yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda politik olarak da gündeme geldi. Devletin izlediği ekonomik politikalar, SEKA’yı zor durumda bırakmaya başlamıştı. Globalleşen dünya, dışarıdan gelen daha ucuz kâğıt ithalatını zorlaştırıyordu. Fabrika, eski gücünde üretim yapamayacak duruma gelmişti. İşçi hakları, sosyal güvenlik sorunları, iş gücü verimliliği gibi konular ciddi şekilde tartışılmaya başlandı.

Serdar’ın en yakın arkadaşı, Ender, her gün yeni bir çözüm önerisiyle geliyordu. “Fabrikayı daha verimli hale getirebiliriz, makineleri yenileyebiliriz” diyordu. Ender, çözüm odaklı bir adamdı, SEKA’nın ayakta kalması için her türlü stratejiyi konuşuyor, çözüm üretmeye çalışıyordu. Ancak o çözüm önerileri ne yazık ki pek dinlenmedi.

Devletin özelleştirme politikaları, fabrikayı bir çıkmaza soktu. SEKA, devletin elinden çıkıp özel sektörün eline geçtiğinde, aslında şehri ayakta tutan en önemli yapı da çöküyordu. Fabrikanın kapanması, sadece işçileri değil, aynı zamanda şehrin ekonomik yapısını da etkiledi. Ender’in çözüm önerileri kabul edilmemişti. Üzüntüyle, “Belki de çok geç kaldık,” dedi.

**Bir Ailenin Hikayesi: Feryat ve Umut**

Ayşe, SEKA'da çalışan bir kadındı. Fabrikanın kapanma süreci, onu derinden etkiledi. Geceleri eşiyle birlikte SEKA’nın eski günlerini hatırlıyorlardı. Ayşe, fabrikada çalışan kadınlardan biriydi ve yıllarca o makinelerin arasında emek harcamıştı. Kadınlar, üretimin önemli bir parçasıydı; tıpkı erkekler gibi, işin her aşamasında yer alıyor, aynı sorumlulukları paylaşıyorlardı. Ancak, fabrikanın kapanması demek, onun hayatında bir dönemin sonu anlamına geliyordu.

Fabrika kapanmadan önce, Ayşe’nin çalışma arkadaşları arasında başlayan belirsizlik, kaygı ve korku, zamanla kabusa dönüştü. Her şeyin hızla değişmesi, onun gözlerinde bir hayal kırıklığına dönüşüyordu. “Burası benim evim gibiydi,” diyordu Ayşe, gözleri dolarak. Fabrikada çalışmak, ona sadece ekonomik özgürlük değil, aynı zamanda kimlik de kazandırmıştı. Fakat bir sabah, kapılar kapandığında, her şey sona ermişti.

**Kim Kapatmıştı? Devlet Mi, Piyasa mı?**

SEKA’yı kim kapattı? Bu soruyu sormadan önce, aslında her şeyin nasıl geliştiğini anlamalıyız. Sadece ekonomik değil, toplumsal olarak da büyük bir dönüm noktasına işaret ediyoruz. Fabrikanın kapanmasında, dış güçlerin ve devletin uyguladığı stratejik ekonomik politikaların etkisi büyük. Globalleşen dünya ve devletin özelleştirme politikaları, SEKA’yı adeta bir adım geriye itmişti.

Serdar, “Fabrika kapandığında sadece işim değil, bir hayatım da kayboldu,” diyor. “Ama belki de bu, kaçınılmaz bir şeydi. Küresel kapitalizm, bizi hep ezen bir yapıya dönüşüyor.”

Ayşe ise daha farklı düşünüyor: “Burası sadece bir fabrika değil, burası bir aileydi. İşçilerin bir arada çalıştığı, birbirini koruduğu bir yerdi. SEKA’nın kapanması, sadece ekonomik değil, duygusal bir kayıptı. Ailemizin parçasıydı burası.”

**Sizce Neler Oldu?**

Sizlerin de bildiği gibi, SEKA yalnızca bir fabrikanın kapanmasından çok daha fazlasıydı. O dönemde yaşananları, fabrikada çalışmış olan birinin bakış açısıyla nasıl görüyorsunuz? SEKA’nın kapanması, sadece bir ekonomik karar mıydı, yoksa şehrin kalbinin atışını durdurmuş bir adım mıydı? Hayatınızda böyle bir kayıp yaşadıysanız, ne hissettiniz? Hep birlikte deneyimlerimizi paylaşalım.